Zamanın Oğlu

"Ey yolcu! Senin diyarinda âsiklar öyle can verirler ki oraya ölüm melegi asla gelemez." Ah, ne yazik! Yaniyor kalbim. Azili düsmanlarimdan ve can dostlarimdan geçtim. Bu âlemden kaçtim. Gölgem ay isigina eristi. Kocamis adimlarim zamanin kumlarinda bata çika yol gözlüyor. Ey, askin gölgesini üstüne yorgan diye örtünenler! Iste yine ben buradayim. Ey, hayallerin sitemini aklin ilmegine dolayanlar! Ey Ruhum! Bütün zamanlarda aradigim sensin. Peki, ya gitmezsem eger, aradigimi nerede bulayim? Hizla surlari geçtim ve sehrin kapisina geldim. Demir kapidan sehre girerken dogruluk yolunu tutan hiç kimsenin yolda kalamayacagini düsünüyordum. Kapilari açan görevliler ruhumun ana vatanindan getirilmis en makbul sir sarabini sunan ölümsüz sakiler gibiydi. Her adimda elimdeki kadehten bir yudum içiyor, hayranligin sevki tenimi ve ruhumu içten içe yakiyor, kül ediyordu. Sevgilinin adi ile disimi, arzunun atesiyle içimi bezemis, gerçegin meydaninda sirlarin anlamini görmeye gelen ve dünyayla ugrasmayi terk etmis dervisler gibi adini bildigim yolda yürüdüm. Zamanin Oglu tevazu, sadelik ve fedakârligin atesini tutusturan bir kalp ve dava adaminin romani. Askin ölümsüz gerçegini arayan gezgin bir bilgenin kalp atislarini hep yani basinizda hissedeceksiniz. Hoca Ahmet Yesevî'nin yaktigi sonsuzluk atesini bugüne tasiyan lirik bir destan Zamanin Oglu. Ask, bilgelik, hikmet sarmalinda ilerleyen bir hakikat arayisinin romani. Ilk romani Hükümdar ile büyük bir basariya imza atan Mustafa Çevik bu kez Oguz Kagan'dan devralinan ruh, terbiye ve mücadeleyi manevi bir hükümdarin, Hoca Ahmet Yesevî'nin kisiliginde, onun her yolculukta kendisini daha da çogaltan gezginliginde okuyucusuna sunuyor. Dogu'nun mistik ve gizemli dilinin o çarpici sesine tanik olacaksiniz. (Tanitim Bülteninden)