Sabret

Hayat imtihanlarla doludur ve gerçekte her an sinanmaktayiz. Aldigimiz nefesle, attigimiz adimla, iyilikle, güzellikle, kötülükle, çirkinlikle ya da belalarla her daim bir sinavdayiz. Böyle inisli, çikisli bir dünyada "sabir" kavramina, sabretmeye o kadar muhtaçtir ki insan. Gerçekte, "sabir" olmasaydi, sabretmek olmasaydi, belki de insan karsilastigi olaylar karsisinda yasayamazdi veya psikolojisi bozulur, dengeyi yitirirdi. Nitekim birçok degerin ve kavramin anlamini yitirdigi böyle bir zamanda, ne yazik ki "sabir" kavrami da unutulmaya baslanmis, buna bagli olarak da çagin derdi "stres-depresyon" da insanlarin beyinlerinde ve tüm zerrelerinde hüküm sürmeye baslamistir. Insan sikinti, kayip, yokluk ya da darlik içerisinde oldugu veya karsilastigi bir durumda sabretmesi gereken süre uzadiginda ya da bekledigi sonuca ulasamadiginda, bunun bir imtihan oldugunu asla unutmamalidir. Eger böyle bir durumda, bir an için bile olsa Allah'in lütfundan yana ümitsizlige ya da süpheye düserse, Allah onu hiç ummadigi bir yönden zenginlige kavusturdugunda, sadece bir anlik bile olsa göstermis oldugu tavirdan dolayi Allah'a karsi çok utanacagini hesaba katmalidir. Bu nedenle insan böyle bir zaafa düsmeden kendini bu yönde tam olarak ikna etmeli, Allah'a kayitsiz sartsiz bir güvenle teslim olmalidir. Güzel günler mutlaka gelecektir. Yeter ki ümidinizi kaybetmeyin; güç ve kudretin mutlak sahibi Yüce Allah'a güvenin.(Tanitim Bülteninden)