Osmanlıdan Ortadoğuya Sosyolojik Savaş

Bati-disi bütün toplumlar, özelde Islam dünyasi, asirlardir sartlarini ve sinirlarini Bati’nin belirledigi bir dünyada yasamaya mecbur. Üstünlük iddiasindaki Bati, ona yetismek kaygisindaki diger toplumlara bunun önsarti olarak ’kendi inanç, düsünce ve kültür degerlerini terk ederek, Bati’nin degismesine kaynaklik eden inanç, düsünce ve kültür atmosferine geçmelerini dayatiyor. Öte yandan Islam dünyasi, etnisite, mezhep, cemaat veya lider irkçiliginin karsilikli dislayici özelligiyle, ihtilaf ve çatismalarla bogusmaya devam ediyor. Bu ise ayni dine mensup gruplar arasinda üst düzeyde bir dayanisma ortaya konulmasini engelliyor. Olup biten bu olaylara, basitçe, birbirini etkileyen siyasal olaylar deyip geçebilir miyiz? Yoksa daha fazlasi mi sözkonusu? Elinizdeki kitap, bütün bu süreçleri ve müdahaleleri yeni bir kavramsallastirmayla açikliyor: ’sosyolojik savas.’ Osmanli’dan Ortadogu’ya Sosyolojik Savas, bunu yaparken bütün sorunlari Bati’ya yükleyen komplo teorisinin kolayciligina kaçmiyor. Fakat toplumlarin dönüsüm süreçlerindeki sosyolojik müdahale boyutunu berrak bir sekilde ortaya koyuyor. Osmanli’dan Ortadogu’ya Sosyolojik Savas, Islam dünyasinin kendi sosyolojisine uygun, özgür ve özgün bir kivam kazanma çabalarinin yogunlastigi günümüzde yüzyüze geldigimiz olaylari ve olgulari derinlemesine anlamak için, zihin açici bir basvuru kitabi... (Tanitim Bülteninden)