Deniz Feneri

Yirminci yüzyilda roman gelenegini köklü biçimde degistiren yazarlar arasinda önemli bir yeri olan Virginia Woolf’un Deniz Feneri adli kitabi, en çok okunan ve en sevilen romanlari arasinda yer aliyor. Bu romaniyla Woolf kendini zamaninin öteki yazarlarindan ayiran biçem ve yöntemi gelistirmis, kendi roman teknigine uygun en iyi yapitini vermistir. Bilindigi gibi James Joyce ve Virginia Woolf, bireyin günlük yasamini ’bilinç akisi’ ile birlikte ve oldugu gibi, tüm karmasikligiyla yapitlarina yansitmayi amaç edinen, biçime özen gösteren yazarlarin basinda gelirler. Ramsay ailesinin Iskoçya’daki yazliklarinda geçirdikleri birkaç günü anlatan Deniz Feneri, yazarin kendi hayatindan izler tasiyor. Bu arada, yazarin, güçlü Ingiliz kadin hareketinden etkilendigini ve zamanin önde gelen feminist yazarlarindan oldugunu da gözardi etmemek gerekir. Ilk kez 1927 yilinda yayimlanan bu romanin bas kadin kisisi Mrs. Ramsay, o yillarin okur yazar, varlikli ya da orta sinif kadinlarinin feminizm adina yaptiklarini, düsündüklerini yansitmaktadir. “Deniz Feneri, Ingilizce’deki muazzam agitlardan biridir, zamani asan bir kitap.“-Margaret Drabble-(Tanitim Bülteninden)