İnsan Fenomeni

Bu kitabin konusu, felsefi antropolojinin arastirma konusu olan insan ve onun dogasidir. Felsefi antropoloji, beden ile ruh arasindaki iliskiler basta olmak üzere su sorulara cevap aramaktadir: Insan ve hayvanlar arasindaki farklar nelerdir? Insani, hayvanlardan ayirt eden ögeler ve özellikler hangileridir? Kadin ve erkek arasindaki farklar gerçek midir? Yoksa toplumsal olarak tanimlanan seyler midir? Ruhsal saglik ve ruhsal hastaliklar nasil tanimlanabilir? Insanin insanlasma sürecinde katilim ve egitimin rolü nedir? Kalitimin kültür karsisindaki agirligi nedir? Insan, çocukluktan eriskenlige nasil gelismektedir? Hangi asamalar kaydedilmektedir? Birey ve toplum arasindaki iliski nasil bir iliskidir? Rasyonellik ve bilinçalti arasindaki sinir nedir? Iste tüm bu sorulara felsefi antropoloji, baska disiplinlerle birlikte çözüm aramaktadir. Insan görüsü veya insanin kendi kendisi hakkindaki algisi kendi basina bir mesele degildir. Insanin kendi hakkindaki görüsü, kuracagi hayatin zeminidir. Bu bakimdan insana dair her görüsün insan hayati açisindan kritik sonuçlari bulunmaktadir. Insan basitçe “iyi” ya da “kötü” olarak nitelenebilecek bir varlik degildir. O, son derece karmasik ve müphem bir dogaya sahiptir. Bugün modern insani yeniden gerçek statüsüne kavusturmak için sadece modern bilimlerin bizlere sundugu verilerle yetinemeyiz, bunun kadar binlerce yillik din, felsefe ve düsünce geleneklerinin birikimi de önemli bir kaynaktir. Bu kitap, Alexis Carel’in ifadesiyle “Insan Denen Meçhul”ün dünyasina açilmis küçük bir penceredir. Insan dogasi hakkinda bilgilenmek ve görüs sahibi olmak isteyen ya da bir baska deyisle “kendini tanimak” isteyen herkese bu kitabin söyleyecegi bir söz olduguna inaniyoruz. Bu kitabi okuduktan sonra insan hakkinda daha bilinçli ve daha elestirel bir görüs kazanacaginiz muhakkaktir.